Diskalkuli farkındalık yazısı : Diskalkuli nedir?

Şeniz Akbulut
14 min readAug 6, 2021

Genel olarak teknik yazılar ve kendime not serilerimle yürüttüğüm bu blog gün geçtikçe yazma heyecanımı daha çok arttırıyor. Neler yazabilirim başka diye düşünürken bu sefer biraz içimi döktüğüm aslında kimseye izah edemediğim , hatta gariptir aileme dahi izah etmekte zorlandığım, hala “Hadi canım sende abartma “ tepkisini aşamadığım ve gerçek manada evebeynler ve geleceğin evebeynlerinin genel kültür seviyesinde dahi olsa bir farkındalığa sahip olması gerektiğini düşündüğüm bu konu hakkında kendi yaşadıklarım hissettiklerim ve teorik bazda semptomlar adına bilgi veren bir yazı hazırlamaya karar verdim.

Belki de beni çok yakından tanıyan arkadaşlarımın , ailemin dahi bilmediği bir gerçeği açık yüreklilikle itiraf etmekle başlayacağım.

“BEN BİR DİSKALKULİYİM!!”

Peki Diskalkuli nedir?

Matematik Öğrenme Güçlüğü (Diskalkuli) Nedir: Ortada zihinsel bir problem olmadığı halde sayı ve sembolleri kavrama, matematiksel işlemleri gerçekleştirme ve ilişkilendirmede güçlük yaşatan özel öğrenme bozukluğudur.

Yukarıdaki tanımda vurgulandığı gibi, diskalkulinin kesinlikle zeka geriliği olmadığını hatırlatalım. Aksine, matematik öğrenme bozukluğu olan birçok kişinin özel yetenekli olduğu gözlemlenmektedir. Hatta disleksi veya diskalkuli gibi özgül öğrenme bozukluklarına “Einstein hastalığı” da denilmektedir. Buna rağmen önlem alınmadığında çocuklarda büyük psikolojik hasarlara yol açabilecek, akranlarından geride kalmasına sebep olabilecek ciddi bir güçlüktür.

Tanımdan da anlaşılabileceği üzere Disleksi , Diskalkuli gibi hastalıklar genel olarak güzel yurdumda özel bir öğrenim güçlüğü olarak algılanmaktan çok uzaktır. Bu sebeple defalarca vurgulama gereği duyulmuştur : “Zeka ile alakası olmayan bir özel öğrenim güçlüğü “ olduğu.

Ülkemizde özel bir öğrenim güçlüğü kimse için tanımlı bir açıklama olamaz ne yazık ki.Bunun yerine genel evebeyn ve hatta eğitmen yaklaşımı “Bu çocukta zeka geriliği var “ , “Bu çocuk bu işlerden çakmıyor “,”Bizim çocuğun kafası basmıyor” gibi gibi çoğaltılabilir ve dahada argolaşırılabilir ifadelerdir.

Yaşamadım mı , bunların heepsini yaşadım ve duydum.

Özellikle şu cümleyi tekrar açmak isterim :

Buna rağmen önlem alınmadığında çocuklarda büyük psikolojik hasarlara yol açabilecek, akranlarından geride kalmasına sebep olabilecek ciddi bir güçlüktür.

Diskalkuli ile ne zaman tanıştığımla başlayalım. Tabi o zaman benim adıma bir ismi yoktu bu durumun. Cevap : İlköğretim 1.Sınıf … Kabusun başlama noktası. Buraya kadar sayılar rakamlar işlemler gibi hiçbir matematiksel ifade ile karşılaşmak veya kullanmak zorunda olmadığım hayatımı gerçekten özlediğimi söylemeliyim.İlk olarak sayıları ve saymayı öğrenmem gerektiğinde büyük bir kaosa sürüklenmeye başladım.Çünkü rakamları sürekli birbiri ile karıştırıyordum. Asla ne ifade ettiklerini anlayamıyordum. Neden bu şekiller vardı. 1 basit bir çubuk , 0 koca bir göbek , 2 çubuklu bir yuvarlak , 4 ve 7 yine çubuklar , amaaa 3 ve 8 nasıl yani ama bunlar birbirine benziyor , neden 2 yi ters çevirince 5 deniyor , peki bu 6 ve 9 ne ? Hangisi 6 hangisi 9 neden biri ters duruyor diğeri düz? İşte bu ilk kırılma noktasıydı. Daha sonra (+) ve (-) geldi . Nasıl yani bu çubukları koyunca zaten bir türlü anlayamadığım bu rakamlar birde farklı rakamlar mı doğuruyordu? Peki kim kimi doğuruyor? Ah parmaklarım var onları sayarak bulabilirim.Bu sorunu hallettim bile.Ama neden anlayamıyorum? Kahretsin! İşte en önemli dönüm noktasına geldik … En büyük kırılma noktası ve hayatımın dönüm noktası. ÇARPMA İŞLEMİ!

(+) bir anda yan yattı ismi (x) çarpı oldu oda ne şimdi iki rakam yan yana geldiğinde daha çok rakam ortaya çıkıyor! Birde çarpım tablosu diye birşey var.Neden bu kadar karmaşık. Neden anlayamıyorum. Neden bir türlü hangi çubuk hangi göbek arasında dönmüş (+) varken diğer çubuk ve göbeği doğurduğunu bir türlü hatırlayamıyorum … Peki ben çarpım tablosunu ezberleyemedikçe babam neden sinirlenip duvarları yumrukluyor? Bana bağırıyor? Bunu öğrenmek zorunda mıyım? Ama olmuyor…Bölme işleminden hiç bahsettimiyorum bile hangisi bölüyo hangisi bölünüyo ne kalıyo ne gidiyo hangisi nereye yazılıyor amaaaan…

Sanki o günlere tekrar döndüm bir anda :) Açıkcası zamanla öğrenmenin bir yolunu bulsam da hala çarpım tablosunu net olarak ezberimden sayamam , sayıları tersten düzden 3 er 6 şar 7 şer falan sayamam , bana 2 sayı verirseniz ve hadi bunları topla derseniz parmaklarımı saymadan yada kağıt üzerinde çubuk falan çizmeden bunları toplayamam çıkaramam üzgünüm. Hiçbir zaman ne kadar para vereceğimi yada hesabın ne kadar tutacağını bilemem para üstünü teek teek sayarım :) Benden bunları beklemeyin elimde değil :)

Ama en zoru neydi biliyor musunuz? Kesirler , yüzdeler , üslü sayılar , köklü sayılar , kesirleri bilmezken bir de oran orantı mı? bide devir mi ediyomuş neyi nereye devrediyo kim devrediyo? Ama durun bunlara henüz gelmedik . Daha bunlara gelebilmek için çok yolum var hala 1.sınıftayım.:)

Başka bir sıkıntı daha var . Nasıl çözebileceğimi bilmiyorum. Şimdiye kadar bana kimse saatin kaç olduğunu sormazdı ki. Yuvarlağın içindeki rakamlar ne ifade ediyor? Üstelik birde çeyrek buçuk falan ne demek bunlar nasıl oluyor ah ilk yarımda ise 15 karşısındaysa 45 oluyormuş demek.Nasıl yani birde 6 yı gösterirken aslında 18 mi demem gerek? Sağım solum da daha önce hiç önemli olmamıştı. Sahi hangisi Sağ hangisi Soldu? Ah kalemi tuttuğum elim Sağ el miymiş. Ama ben iki elimle de kalemi tutabiliyorum.Şimdi ne yapmalıyım. (Bu bir ironi değildir iki elimle de hemen hemen aynı seviyede yazabilirim çünkü annem solak olduğumu görüp sağ ile yazmaya zorlamış.)

Neden ben birşeyleri anlayamayınca babam bu kadar kızıyor ?

İlkokul 2.sınıftayım artık… Tahtada yazanları defterime yazmak zorundayım. Ama anlayamıyorum sadece defterime resmini çiziyorum tahtadakilerin.Çünkü resim çizmeyi severim.Ama çok uzun sürüyor. Herkes gidiyor sadece ben kalıyorum. Canım sıkılıyor. Tahtaya bakmak istemiyorum. Hepsi birbirine benzediği ve anlayamadığım için bakmak istemiyorum.Dışarıyı izlemek istiyorum ben.Neden öğretmenim sürekli bana kızıyor.Sıkılıp sınıfta dolaştığım için bana kızıyor anneme ve özellikle de babama sürekli beni şikayet ediyor. Sınıfın huzurunu bozuyor muşum. Ben hiçbir şey yapmadım ki sadece çok fazla canım sıkılıyor.

Matematik günden güne büyüyor benim sorunlarım daha da büyüyor.Sınavlara giriyorum.Matematikte hiç soru yapamıyorum.Diğer derslerim çok iyi fakat bir türlü onu anlayamıyorum. Ortaokuldayım…Babamla hep bir savaş halindeyiz.Hiçbir zaman memnun olmuyor. Hep matematikte iyi olmamı istiyor.Asla anlayamadığımı kabullenemiyor.Hep sorunu bende arıyor.Ama anlatamıyorum ona. Gücüm yetmiyor.Matematik öğretmenim beni hiç sevmiyor.Sürekli benimle uğraşıyor.Anneme beni şikayet ediyor.Babam anneme kızıyor.Annem bana kızıyor. Bir türlü kurtulamıyorum. Diğer tüm derslerden 100 alıyorum. Ama bir onda hiçbirşey yapamıyorum.

Daha farklı sorunlarım da var. Beden eğitimi dersinden nefret ediyorum. Çünkü asla spor dallarında başarılı olamıyorum.Mahalle oyunlarında kimse benimle oynamak istemiyor. Çünkü onlar kadar iyi topa vuramıyorum.İp atlayamıyorum.Bisiklet süremiyorum.(Bunun dahi bu problemle alakalı olduğunu çok sonradan öğrendim aslında)

Pekii esas soruyu burada sormanız gerek.

SEN NASIL BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ OLDUN ?

GEL BİDE BANA SOR ONU…

Tüm bunlardan sonra matematiğin çok daha ilerisine giden ve hatta gelişmiş bir hesap makinası olan bilgisayarları yöneten bir bilgisayar mühendisi nasıl olabilirdim? Çok hayali geliyor değil mi? Tataaaaa. Önce sorunumun ne olduğunun farkına vardım. Ve bunu yalnız başıma yapmadım. Bende farklı olanın ne olduğunu fark ettiğimde 20 yaşındaydım.O dönemler Dikey Geçiş Sınavına hazırlanıyordum ve gerçekten umutsuzdum. Ama beni çok seven ve bana matematiği sevdirmeye çalışan bir matematik öğretmenim vardı. Bir gün kahve eşliğinde sohbet ettiğimiz bir anda bana Diskalkuli diye birşey var bi araştır demesiyle tüm hayatımı değiştirdi.Ne ki o ne ola ki hadi ama hocam ne demek o diye sorduğum hiçbir soruya cevap vermedi ve araştır dedi. Ve işte o gün herşeyi öğrendiğim gün oldu. Tanımı okuduğumda önce moralim bozuldu . Daha sonra benim için ne kadar önemli birşey yaptığını çok daha iyi kavradım. Evet. Ben diskalkuliydim ve bunu 20 yıl boyunca bilen ve anlayan kimse karşıma çıkmamıştı.Daha sonra garipsediğim ve yıllar sonra anladığım birçok farklı teknik ile meğerse bana matematiği sevdirmiş ve öğretmişti. Kısaca neler yaptığını özetlemem gerekirse , her derse 1 avuç dolusu renkli tebeşirle gelir ve anlattığı herşeyi her işlemi her sonucu her kuralı farklı renklerle yazardı. O zaman tüm bunları bana kodlamaya çalıştığını anlayamazdım tabii ki. Anlamakta zorlandığım için dikkat dağınıklığı yaşadığımın farkındaydı ve her odağım dağıldığında hiç istifini bozmadan ve anlatımını bölmeden bir tane ufalmış tebeşiri masamın ucuna atarak veya bana soru yönelterek dikkatimi her an canlı tutmayı başarabilirdi.Bana tüm kurallar ve ders notlarını gönderir ve hepsini tek tek renkli kalemlerle el yazımla 2 nüsha yazmamı isterdi.O zamanlar için bana angarya işlerini yüklediğini ve ders notlarını hazırlattığını düşünürdüm. Aslında bana matematik öğretmeye çalıştığını anlamazdım. Ki bu notlar özellikle problem türlerini ve bunların çözüm yöntemlerini kurallarını işlem sıralarını içerirdi.

Şöyle böyle derken bir anda matematik sorularını çözebilmeye başladım ama hala korktuğum bir şey vardı. Sınavlarda kendimi denemekten korkuyordum. Denemelere hiç bir zaman girmiyordum. Buna da gerekli çözümü üretmişti :) Bir keresinde beni kolumdan tutup boş bir sınıfa götürüp önüme deneme kitapçığını koydu ve dedi ki : “Ya bunu çözüp çıkarsın buradan yada günlerce burada kilitli kalırsın gerekirse ben sana yemek su veririm yine de çözeceksin bunu “ :) ve çözdüm :) Biraz travmatik bir metot gibi görünebilir ama gerekliydi. Daha sonra hiçbir denemeden sınavdan korkmadım bu sayede.

Böylece ben matematiğin hakkından gelmenin yolunu herşeyi renklendirmekte bulmuştum. Kırtasiye masrafım artıyordu giderek ama buna değerdi.Şu an evimde neredeyse bir kırtasiye dolusu renkli fosforlu keçeli tükenmez envai çeşit kalemim ve renkli kağıtlarım defterlerim var. :)

Ben 20 yaşından sonra hayallerimi ve siyah beyaz dünyamı renklendirmeye başlamıştım. Tabi bunu kimse anlayamadı , anlayamazdı da. Bu sebeple hala toplu ortamlarda ders çalışmak benim için zordur.Klasik mantıkla hiçbir zaman ders çalışamadım hep boyadım altını çizdim yeniden yazdım tekrar yazdım öğrenebilmek için renkli kağıtlar kullandım renklerle kodladım altını çizdim üstünü karaladım.Belki uzun sürdü belki diğerleri için 1 saatte öğrenilebilecek birşeyi 10 saatte anladım. Ama yaptım :)

Şimdi gelelim bu yazının ana fikrine:

Ben bu yazıyı neden mi yazdım ?

Matematik öğrenme güçlüğünün en iyi tedavi yöntemi eğitimdir çünkü matematik öğrenme güçlüğü bir hastalık değildir. Tıbbi departmanlarda rutin bir kontrole dahi gitseniz size hasta diye hitap edilir ancak diskalkuli beynin öğrenme ile ilgili fonsiyonlarındaki farklılıktan kaynaklanır. Tedavi yöntemi olarak özetlediğimiz “eğitim” ise yukarıdaki tüm konularda bilinçli olmayı ve çocuğun özel eğitim programlarıyla desteklenmesini içermektedir.

Diskalkuli bir hastalık değildir.Diskalkuli bir farklılıktır. Çocukların %90 ı için matematik öğrenmek ders dinlemek ve soru çözmekten ibarettir.Ama benim için çok daha farklı bir hayal dünyası bir renk cümbüşü bir hayal alemi bir hikayedir.Diskalkuli özel ilgi ve farkındalık gerektiren bir farklılıktır.Eğer ailem bu konuda farkındalık sahibi olsalardı belki de çok daha önce çözebilirdim tüm bunları fakat ben 20 yaşında farkına varabildim. Umarım bir gün bu yazıyı okuyan evebeyn ve ebeveyn adayları çocuklarına yardımcı olabilirler.Çünkü en önemli nokta ona yardımcı olmaktır.Matematiksel beceriler her ne kadar yalnızca akademik yaşamda gerekli olan beceriler gibi görünse de, aslında tüm yaşam boyunca karşımıza çıkmaktadır. Bu becerilerde yaşanan herhangi bir güçlük bireyin tüm yaşamını etkilemektedir.Mutlu bir çocuk yetiştirebilmenin anahtarı onun farklılıklarını öngörebilmek ve bir çocuğu konu ne olursa olsun zorlamamaktır.

Yazının bu noktasına kadar kendi yaşadığım zorluklar farkındalık ve çözüm sürecime değindim fakat bu noktadan sonra daha tıbbi daha semptomik bir bakış açısıyla ele almaya devam edeceğiz.

Daha Tıbbi Konuşalım : Tıbben Diskalkuli nedir?

Diskalkuli kendini beynin intraparyetal sulkus bölümünde bir nöral fonksiyon bozukluğu olarak gösterir. BU fonksiyon bozukluğu bir dizi bilişsel bozulmaya yol açar ve genellikle şu becerilerde eksikliklerle kendini belli eder:

  • Odaklanma (konsantrasyon): Disleksi ile alakalı bilişsel bozulmalarla bağlantılı beceri. Bu nöral ağlardaki yapısal eksiklik aynı zamanda ketleme ile de ilgilidir, bu ise zihnin keskinliğini etkiler ve çocuğun matematik öğrenmesini daha da güçleştirir.
  • Bölünmüş dikkat: Bu beceri çoklu görevler için çok önemlidir. Matematik kabiliyetinden yoksun çocuklar bir uayaran tepki verirken sorun yaşarlar çünkü odakalanamazlar, alakasız bir uayarıcıyla dikkatleri dağılır ve çabucak yorulurlar.
  • İşler bellek: Bu bilişsel beceri geçici depolama ve karmaşık görevleri yerine getirebilmek için bilgiyi şekillendirme becerisine gönderme yapar. Bunun sonucu olarak yön takip etme, yönlendirmeleri ve ödevleri unutma, düşük motivasyon, anıları eksik hatırlama, dikkatin kolayca dağılması, sayıları hatırlayamama ve gecikmeli zihinden aritmetik konusunda sorunlar yaşanır.
  • Kısa-süreli bellek: Az miktarda bilgiyi kısa bir süreliğine akılda tutma kapasitesi. Bu mental eksiklik matematik ödevlerini yapamamayı açıklar. Problem kendini hesap yaparken ya da matematik problemleri çözerken gösterir. Bu aynı zamanda sayıları ya da çarpım tablosunu hatırlayamamayla alakalıdır.
  • Adlandırma: Daha sonra kullanmak üzere bir kelime ya da sayıyı anımsa kabiliyetidir. Diskalkulili çocuklar sayıları hatırlamakta güçlük yaşarlar çünkü bilgiyi işleme kabiliyetleri eksiktir.
  • Planlama: Bu bilişsel becerideki düşük seviyeler planlama ve sayılar ve egzerzileri anlama konusunda zorluk yaşamaya işaret eder. Olayları ya da sonuçları öngörememek öğrencinin egzersizler doğru biçimde yapmasına engel olur.
  • İşlem hızı: Bu, beynimizin bilgiyi (bir sayı, bir matematik denklemi, bir problem…) alması, bunu anlaması ve buna yanıt vermesi için geçen süreye karşılık gelir. Hiçbir öğrenme sorunu yaşamayan çocuklar bu süreci çabucak tamamlarken diskalkulili çocuklar bilgiyi işlemek için daha çok zaman ve enerjiye ihtiyaç duyarlar.

Diskalkulinin Özellikleri ve Belirtileri

Dyscalculia bozukluğu matematiğe bağlı geniş bir zorluk ağına sahiptir ve özellikleri ve belirtileri her çocuğun yaşına bağlı olarak değişecektir. Bu belirtiler bir araya gelip kendilerini çocuktan çocuğa farklı gösterebilir.
Çocuk matematiksel öğrenme becerileri geliştirmeye başladığı okul öncesi yıllarda farkdedilir olmaya başlar, ve çocukluk, gençlik ve hatta yetişkinlikte devem eder.
Çocuklar büyümeye devam ettikçe zorlukları daha belirgin hale gelir, bu nedenle erken yardım istemek önemlidir. Diskalkuli bozukluğunda en önemli şey erken teşhisdir ve bu nedenle öğretmenlerin yanı sıra öğretmenlerin de zorlukları ve semptomları olabildiğince erken tespit etmek için uyanık olması gerekir.
Çocukların okula adapte olmalarına yardımcı olmak için gerekli tedavi araçları ne kadar erken sunulursa, zihinsel kaynakları ve öğrenme stratejilerini iyileştirme şansımız o kadar artar.

Okul önceki çağdaki çocuklarda diskalkuli semptomları:
♦ Sayı saymayı öğrenme güçlükleri.
♦ Sayıları kavramayla ilgili problemler.
♦ Sınıflandırma ve ölçme becerisi yoksunluğu: Bir sayıyı gerçek hayattan bir durumla ilişkilendirmek zordur, mesela “2” sayısı ile 2 şekerleme, 2 kitap, 2 tabak, vs. sahibi olmak arasında bağlantı kurmak zordur.
♦ Sayılarla alakalı sembolleri tanıma problemleri, örneğin, “4” sembolünü “dört” kavramıyla ilişkilendirmek.
♦ Sayıları yazarken ya da kopya ederken yazım hataları.
♦ Hatalı semboller: örneğin, 9 ile 6, ya da 3 ile 8'i karıştırmak.
♦ Sayıları yazarken ters çevirmek: Sayıları başaşağı yazmak.
♦ Seslendirme hataları: Söylenişleri birbirine benzeyen sayıları karıştırmak, “dokuz” ve “otuz” gibi.
♦ Sayıları sayarken ya da sıralarken hata yapmak: Bir sayıyı iki ya da üç kere tekrarlamak.
♦ Diskalkulisi olan bir çocuğa 5'e kadar saymasını ve durmasını söylediğimizde, çoğu kez kaça kadar saydıklarını farketmez ve saymaya devam eder.
♦ Unutma: Bu oldukça yaygındır. Çocuk çoğu zaman bir dizideki bir ya da daha fazla sayıyı unutur.
♦ Sıralamayla ilgili belirtiler: Diskalkulinin diğer bir özelliği de; çocuğa 4'ten başlayarak saymasını söylediğimizde bunu yapamak yerine, 4'e kadar olan sayıları söylerek ya da yazarak tamamlama ihtiyacı duyar.
♦ Nesneleri şekil ve boyutlarına göre sınıflandırma konusunda sıkıntı yaşarlar.

İlkokul çağındaki çocuklar diskalkuli belirtileri:
♦ Matematik işaretlerini tanıma problemleri: + işaretini — ile karıştırırlar ve, bu ve diğer sembolleri doğru şekilde kullanamazlar.
♦ Temel matematik yapılarını öğrenemez ya da hatırlayamazlar, örneğin 1+2=3 gibi.
♦ “Daha çok” ya da “daha az” gibi sözcüleri tanıyamazlar.
♦ Saymak için çoğunlukla parmaklarını kullanırlar.
♦ Basit problemlerin prosedürleri ya da kurallarını öğrenmekte ya da hatırlamakta zorluk çekerler.
They tend to skip steps and/or they do not understand the exercise well.Problemleri çözmeye yanlış sıradan başlarlar.Örneğin, toplama ya da çıkarma işlemi yaparken sol yerine sağ taraftan başlarlar.
♦ İşlemleri düzenlemek konusunda sorun yaşarlar: Mesela, eğer yatay bir toplama işlemi varsa bunu dikey hale getirmeyi başaramazlar. Bunun diğer bir örneğini de çarpma işlemi yaparken görebiliriz; diskalkulisi olan çocuklar rakamları doğru sütunlara yerleştirmekte güçlük çekerler, ya da bölme işlemi yaparken bölümü yazarler ve ilk sayıyı sağa sonrakini sola yazarak cevabı ters çeviriler.
♦ Diğer bir yaygı özelliği ise toplama ya da çıkarma yaparken taşıma konusunda sorun yaşamaktır. Bunun sebebi, diskalkulisi olan öğrenciler sayısal sıralamayı ya da ondalık sayıları iyi anlayamazlar.
♦ Akıl yürütme problemleri: En çok rastlanılan hata çıkarma işlemi yaparken cevabın ilk sayıdan daha büyük olmasıdır.
♦ Zihinden temel matematik işlemleri yaparken yaşanan zorluklar. .
They do not understand spoken or dictated problems. Problemin ana fikrini anlamazlar. Kafalarında tüm bilgiyi görselleyemez ve zihinlerinde görseller oluşturma konusunda sınıtı yaşarlar.
♦ Matematik problemlerinde akıl yürütme süreciyle ilgili semptomlar: Problemi zihinde canlandırma eksikliği kavramları ilişkilendirmelerini engeller ve daha önemli ya da daha az önemli bilgiyi birbirinden ayırmayı başaramazlar. Özellikle problem birden fazla aşamalı olduğunda sorun yaşarlar.
♦ Saatin kaç olduğunu söylemek gibi daha genel sorunlar yaşarlar ve yön bulma becerileri zayıf olduğundan sık sık kaybolurlar.

Lise çağında diskalkuli semptoları:
♦ Günlük yaşamlarına matematiksel fikirleri uygulamakta zorluk çekerler. Örneğin, toplamdan ne kadar harcayacakları,para üstü, bütçe oluşturma, vs.
♦ Değişkenleri ölçme problemleri, örneğin, 500 gr pirinç, 250 ml süt ya da 1/3 kg unun neye denk gelidiği gibi.
♦ Zayıf yön bulma becerisi ya da yönlendirilememe, yönlendirmeleri takip etmekte zorluk yaşarlar ve sık sık kaybolurlar.
♦ Temel matematik denklemlerini nasıl çözeceklerinden emin olamaz ve sayılarla ilgili konularda çok az yaratıcılardır. Aynı problemi çözmenin farklı formül ya da yollarını anlayamazlar.
♦ Grafikleri, sayısal temsilleri ya da haritaları anlamakta, güçlük çekerler.
♦ Genellikle iyi sürücüler değillerdir çünkü hız ya da mesafeyi iyi hesaplayamazlar.

Diskalkuli Türleri

Diskalkulide kendini gösteren belirtiler her ne kadar farklı disleksi türleriye ortak olsalar da, diskalkuli genellikle 5 temel türde ortaya çıkar.

Sözel diskalkuli: Bu tür diskalkulide sözel olarak sunulan matematik kavramlarını adlandırma ve kavrama konusunda sıkıntı yaşanır. Çocuklar sayılar okuyabilir ya da yazabilirler ancak sözlü olarak söylendiklerinde bunları tanıyamazlar.
Praktognostik diskalkuli: Bu tip diskalkulinin özelliği soyut matematik kavramları gerçek kavramlara dönüştürme zorluğudur. Bu çocuklar matematik kavramlarını anlar ancak matematiksel denklemleri sıralama, karşılaştırma ve üzerinde işlem yapma konusunda sıkıntı yaşarlar.
Anlamsal diskalkuli: Matematik sembolleri ve rakamların yanısıra matematiksel ifade veya denklemleri okuma ve anlama sıkıntısı. Anlamsal diskalkuli sahibi çocuk, kavramlar sözlü olarak söylendiğinde anlar fakat yazma ve kavrama konusunda sıkıntı yaşar.
Grafiksel diskalkuli: Matematik sembollerini yazma zorluğudur. Bu tip diskalkuliye sahip çocuklar matematiksel kavramları anlar fakat matematik sembollerini okuyamaz, yazamaz ya da kullanamazlar.
Fikirsel diskalkuli: Bir sonuca ulaşmak için sayıları kullanmadan zihinden işlem yapma ve matematik veya aritmetikle ilgili kavram ya da fikirleri anlama güçlüğü. Bu çocular ayrıca matematiksel kavramları öğrendikten sonra hatırlamakta zorluk yaşarlar.
İşlemsel diskalkuli: Bu tip diskalkuli kendini aritmetik işlemler ya da matematik hesaplarını hem yazılı hem de sözlü olarak tamamlama zorluğu olarak gösterir. İşlemsel diskalkuli sahibi bir kimse sayıları ve onlar arasındaki ilişkileri anlayabilir ancak işlem sürecinde sayılar ve matematik sembollerini idare etme konusunda zorluk yaşar.

Diskalkulik Çocukları Tehtit Eden Sosyal ve İçsel Problemler Nelerdir?

Matematik bozukluğu olan çocuklar, arkadaşları tarafından –maalesef- alay konusu olabilirler. Daha vahim olan ise, bilinçsiz bir öğretmenin kendisine “aptal, tembel” gibi sıfatlar yakıştırmasıdır. Bu hataları, bilinçsiz ebeveynlerin söylemleri takip eder. Diskalkulik çocuklar matematik dışında bazı konularda üstün yetenekli olabildiği için anne-babalar şu şekilde yorumlar yapabiliyor:

-Demek ki istesen yapabiliyorsun. Aklın yaramazlığa çalışıyor. Hep bir haylazlık peşindesin. Tembelliğinden yapmıyorsun ve benzeri yorumlar…

Konuyu bu şekilde yorumlamak kesinlikle doğru değildir. Çocuğunuz bazı konularda çok yetenekliyse, zeka geriliği problemi olmadığını size kanıtlıyor demektir. Özel bir yeteneği olmasına da gerek yok. Eğer çocuğunuz, matematik dışında diğer konularda normal becerilere sahipse yine zekasıyla ilgili bir problem yaşamadığını işaret ediyor demektir. Kendi kendinize yorumlamak yerine bir an önce uzman çocuk psikiyatristlerinden destek almanız gerekmektedir.

İşte bu gibi durumları sağlıklı analiz edemeyen çevre ve aile bireyleri, diskalkulik çocukların ruh sağlığına olumsuz etki edebiliyor. Kendini doğru ifade edemeyen ve çeşitli şekilde aşağılanmaya maruz kalan çocuklar zamanla motivasyonlarını kaybedip tüm sorumluluklardan kaçma eğilimi gösteriyor. İçine kapanan ve benlik duygusunu kaybeden çocukların toplumdan soyutlanma ve ciddi psikolojik sorunlar yaşama olasılığı her zaman var!

Tüm bu olumsuzların önüne geçmek için aile ve sosyal çevrenin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Çocuğun da becerileri desteklenmeli ve kendini geliştirmesine yardımcı olunmalıdır. Bunu sağlamanın en iyi yolu ise doğru bir eğitim ve yardımcı egzersizler kullanmaktır.

Basit Diskalkuli Tarama Testi

Her maddeye 0 ile 4 arası bir puan veriniz.
0-yaşıtlarından daha az veya hiç uymuyor
1-yaşıtlarıyla aynı oranda
2-yaşıtlarından çok az daha fazla
3-belirgin ölçüde fazla
4-çok fazla

--

--

Şeniz Akbulut

Şeniz fullmoonborn of the House Akbulut, first of her name.The Princess of Her Father, Diva Queen of her mother , breaker of hearth , mother of Fadıls.